AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, “İktidarı eleştirelim derken ülkenin refahı için gayret sarf eden insanların hakkını da gasbettiğinizi bilmenizi istiyorum.” dedi.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Türkiye’de bir ekonomik buhranın yaşandığını, dünya sefalet endeksi sıralamasında Türkiye’nin en başta yer aldığını ileri sürdü.
Vatandaşın mutsuz ve tasa içerisinde olduğunu, endüstricinin önünü göremediğini tez eden Akın, “AK Parti iktidarının 20 yılının sonunda bırakın bir ay sonrasını kimse yarın ne olacağını ön göremez duruma geldi.” diye konuştu.
Hükümetin, yanlış siyasetleri yüzünden bir güç buhranı ile karşı karşıya olunduğunu öne süren Akın, “Güvenilir, ulaşılabilir, ödenebilir, kaliteli, kâfi, etrafla dost, sürdürülebilir bir güç en temel insan hakkıdır. Biz buna inanıyoruz, bunu savunuyoruz. Maalesef vatandaşlarımızı güç yoksulluğu ve yoksunluğu ile tanıştırdınız. Vatandaşımızı bir müşteri üzere gördünüz ve bu sisteme mahkum ettiniz. Vatandaş, çıkarının neredeyse yarısını elektrik ve doğal gaz faturasına ödüyor. Daha bunun suyu var, yolu var, okul masrafı var, mutfağı var… Gelin de siz çıkın bu işin içinden.” tabirini kullandı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ise kapitalist nizamın, insanın, ömrün, tabiatın ve emeğin düşmanı olduğunu söyledi.
Dünyaya kapitalist sistemin hakim olduğunu fakat birtakım ülkelerde işçilerin hakkının temel olduğunu, bir iş kazasında dahi ortalığın karıştığını belirten Paylan, şunları kaydetti:
“Biz demokratik bir ülke değiliz. Biz otokratik bir ülkeyiz. Otokratik ülkelerde her şey mukadderata kısmete bağlanır. Bizim misyonumuz Allah’tan rahmet dilemek değil, bu kazaların olmaması için tedbir almaktır. Ben sizin yerinizde olsam o koltukta bir saniye bile oturmazdım. Siz o koltukta oturduğunuz surece soruşturmanın sağlıklı yapılması mümkün değil.”
Paylan, görüşmelere Bakanlığın tüm üst seviye bürokratlarının katıldığını, yalnız Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürünün bulunmadığını belirterek, “Mazeret bildirmiş kendileri. Demokratik ülkelerde bu türlü bir hadise olduğunda yetkililer vazifeden alınır. Lakin bu kişi daha evvel yaşanan bir faciadan ötürü sabıkalı. Bu türlü sabıkalı bir kişiyi TTK Genel Müdürü olarak görevde tutuyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir durum değil.” kelamlarını sarf etti.
İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar da yenilenebilir güç kaynaklarına daha fazla yatırım yapılmasının kıymetli olduğunu lisana getirdi.
Yenilenebilir güç kaynaklarına kısıtlama konulmasını hakikat bulmadıklarını vurgulayan Yaşar, “Geçtiğimiz günlerde lisanssız üretimle ilgili çok sayıda talep oldu. Herkes buna nazaran planını, projesini yaptı. Siz ise bu müracaatlara ‘ne kadara gereksiniminiz varsa o kadar güç üretebilirsiniz’ dediniz. Yola çıkan arkadaşların birçok bu nedenle aşikâr zahmetler yaşadı. Bu üretimle ilgili sizin bir garantiniz, taahhüdünüz yokken neden bu üretimi engelliyorsunuz? Lütfen yenilenebilir güç kaynakları konusunda kısıtlama koymayın.” değerlendirmesinde bulundu.
ENERJİ DÜNYANIN EN TANINAN GÜNDEMİ
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ise gücün temel bir muhtaçlık olduğunu, gündelik ömür için bir mecburilik arz ettiğini aktardı.
Enerji arz güvenliğinin, sahip olduğu vasıflarla global iktisadın belirleyici ögesi, kaynağı elinde bulunduran ülkeler bakımından değerli bir güç, diplomasinin ise uzman bir aracı olduğunun altını çizen Aksu, “Enerji, günümüzde dünyanın en tanınan gündemi. Türkiye güçte büyük ölçüde dışa bağımlıdır ve dış ticaret açığımızın temel kaynağı da güçtür. Bununla birlikte Türkiye, dünya çapındaki güç yatırımlarıyla öne çıkmaktadır. Nükleer santraller, hidroelektrik, güneş ve rüzgar santralleri, doğal gaz ve petrol keşifleri, lityum pil üretimi ve öbürleri bu kapsamdaki değerli yatırımlardır. Gücün ekonomik boyutunun yanı sıra siyasi, diplomatik, çevresel ve insani boyutlarının olması, arz güvenliğini temel alan uzun vadeli bir güç stratejisinin değerini de ortaya koymaktadır.” dedi.
Milli güç siyaseti sayesinde Türkiye’nin dışa bağımlılığının en az düzeye indirildiğini lisana getiren Aksu, bu çerçevede yerli kömür ve yenilenebilir güç kaynaklarının azami düzeyde kıymetlendirilmesi, güç ithalatında kaynak ve kaynak ülke çeşitliliğinin sağlanması, güç arzının kesintisiz ve kâfi bir formda gerçekleştirilmesi, havza ve kaynak planlamasına dayalı bir yaklaşımla gücün etraf ve insan sıhhatine ziyan vermeden üretilmesi ve ileri teknoloji üretecek yetkinliğe ulaşılmasının, bu siyasetlerin temel gayeleri olduğunu belirtti.
Kalkınmanın temel ögelerinden olan gücün, birebir vakitte ulusal güvenliğin de ana ögeleri ortasında yer aldığını vurgulayan Aksu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“2021 yılında artan petrol, doğal gaz ve elektrik fiyatları ile başlayan global güç krizi, Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte baş gösteren güç tedarik meseleleriyle birleşerek ülkelerin dışa olan bağımlılıklarının en aza indirilmesinin ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizin güç gereksinimini büyük ölçüde kendi imkanlarıyla karşılayabilmesi, sürdürülebilir kalkınma açısından değerli bir kazanım olacaktır. Nükleer dahil yapılan güç yatırımları ve keşfedilen yeni rezervler elbet buna katkı sağlayacaktır. Türkiye bugün üretici ve tüketici bölgeler ortasındaki jeostratejik pozisyonu nedeniyle bölümde bölgesel seviyede değerli bir aktör haline gelmiştir. Güç diplomasisinin geliştirilmesi, varlıklı güç kaynaklarına sahip Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerle ikili ve çok taraflı mutabakatların yapılması gücünü artıracaktır. 2021 yılında kabul edilen 2040 Vizyon Dokümanı’nda yer alan güç işbirliklerinin gerçekleşmesi, paydaş ülkelerin ekonomik ve toplumsal hayatına, bölgesel ve global barışa da katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin güç ithalatının azaltılabilmesi için hem arz taraflı hem de talep istikametli önlemlerin eş vakitli olarak hayata geçirilmesi mecburilik arz etmektedir.”
İSTİFAYI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, kendisinden evvel konuşan milletvekillerinin, yapılan yatırımları görmezden geldiğini anlattı.
Muhalefetin vazifesini yapmasında bir ıstırabın olmadığını lakin yapılanların kırıntısını dahi görmemelerini tuhaf karşıladığını söz eden Aydemir, “Sayın Paylan, Bakan Bey’e ‘istifa edin’ derken kendi haline bakıp istifa etmeyi düşündün mü pekala? Türkiye’nin bayan, çocuk, öğretmen, polis ve asker olmak üzere 20 bine yakın şehidi var. Hiçbir gün aynaya baktığında, onları şehit eden o kitapsızları ‘(terörist) diye tanım edemediğim için kendimden utanıyorum’ dedin mi? ‘Ben bu milletten yetki almışım, milletin meclisinde milleti temsil ediyorum. Bu işi hak etmiyorum’ deyip istifayı düşündün mü? Ben burada zıt yüz ettiğiniz hakikatleri yine hatırlatıyorum. İktidarı eleştirelim derken ülkenin refahı için uğraş sarf eden insanların hakkını da gasbettiğinizi bilmenizi istiyorum.” diye konuştu.
Bazı milletvekillerinin Cumhuriyet’e ve onun bedellerine yönelik vurgular yaptığını, sloganlar attığını anımsatan Aydemir, “Eyvallah ancak biz ne yapıyoruz ona bakmak lazım. Cumhuriyet’in 100. yılında milletimizi kendi öz doğal gazıyla buluşturuyoruz. Bu başarıda hepimizin hissesi var. Biz bununla gurur duyuyoruz, siz bu başarıyı perdelemek için gayret sarf ediyorsunuz.” görüşünü paylaştı.